Çarşamba, Aralık 17, 2025
13.4 C
İstanbul

Dünya Tabipler Birliğinin Kadın Sünnetine İlişkin Bildirgesi

Dünya Tabipler Birliğinin Kadın Sünnetine İlişkin Bildirgesi, 1993 yılı Ekim ayında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de gerçekleşen 45. Dünya Tabipler Birliği toplantısında kabul edilmiştir. Bildirge, 2005 yılı Mayıs ayında Fransa’nın Divonne-les-Bains kentinde yapılan 170. Konsey Oturumunda gözden geçirilmiştir.

Dünya Tabipler Birliğinin Kadın Sünnetine İlişkin Bildirgesi

Önsöz

Kadın sünneti otuzdan fazla ülkede yaygın bir uygulamadır. Son zamanlarda, diğer birçok ülkede de, bu sorun, kadın sünnetinin uygulandığı ülkelerden aralarında açlık ve savaştan kaçan göçmenler ve mültecilerin de bulunduğu etnik grupların gelişi nedeniyle ortaya çıkmıştır. Kadınların ve çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerindeki etkisi nedeniyle, “kadın sünneti” hekimlerin ilgi alanı içindedir.

Dünya’nın her yerinde, hekimler bu geleneksel uygulamanın sonuçları ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Zaman zaman kendilerinden bu uygulamayı gerçekleştirmeleri istenmektedir. “Kadın sünneti”nin değişik biçimleri bulunmaktadır. Çoğu kez 5 ile 12 yaş arasındaki kız çocuklarında primer sünnet olarak ya da örneğin doğumdan sonra olduğu gibi sekonder sünnet olarak gerçekleştirilebilmektedir.

Primer sünnet, klitoris üzerindeki sünnet derisinin insizyonundan, “pharaonic sünnet”e ya da klitoris ve küçük dudakların çıkarıldığı ve yalnızca idrarın ve menstrüel kanın geçişine olanak verecek ve cinsel ilişkiyi önleyecek biçimde büyük dudakların dikildiği kesi yöntemine kadar değişik kapsamlarda olabilir.

Kapsamından bağımsız olarak, “kadın sünneti” kadınların ve kızların sağlığını etkiler. Araştırma sonuçları, sağlığa ilişkin olarak yarattığı ağır zararları göstermektedir.

“Kadın sünneti”nin akut komplikasyonları hemoraji, enfeksiyonlar, yakın organlardaki kanamalar ve şiddetli ağrıdır. Uzun dönemli komplikasyonlar ise ağır skar, kronik enfeksiyonlar, ürolojik ve obstetrik komplikasyonlar ile psikolojik ve toplumsal sorunlardır. “Kadın sünneti”nin cinsellik ve bunun yaşanma biçimi üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır.

Doğum sırasındaki rahatsızlıklar, fistül oluşumu, rüptür ve inkontinans gibi çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkar. Sünnetin az zarar verici biçiminde bile, komplikasyonlar ve orgazm yeteneğinin tümüyle yitirilmesini de içeren işlevsel sonuçlar oluşabilir. “Kadın sünneti”nin varlığını ve halen sürüyor olmasını açıklayacak değişik nedenler bulunmaktadır: (Genç kızların bakireliğini korumaya ve kadınların cinselliklerini dışa vurmalarını sınırlandırmaya yönelik) töreler ve gelenekler ile toplumsal nedenler. Bu nedenler, sağlık üzerindeki ciddi zararları haklı göstermez. Büyük dinlerin hiçbiri bu uygulamayı desteklemez.

Varolan tıbbi görüş, “kadın sünneti”nin kızların ve kadınların fiziksel ve zihinsel sağlığı için zararlı olduğu yönündedir.

“Kadın sünneti”, birçokları tarafından kadınlara zulmetmenin bir biçimi olarak görülmektedir.

Genel olarak, “kadın sünneti”ni daha açık biçimde kınama konusunda güçlü bir eğilim bulunmaktadır: Afrika’daki bu uygulamaya karşı etkin kampanyalar yapılmaktadır. Afrikalı devlet başkanlarının yanı sıra birçok Afrikalı kadın lider bu uygulamaya güçlü biçimde karşı çıkan bildirgeler yayınlamışlardır. Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve UNICEF gibi uluslararası kuruluşlar, “kadın sünneti” sorununun kökünden çözülmesi için özgün önlemler önermişlerdir.

Çeşitli ülkelerde hükümetler, kendi ceza yasalarında “kadın sünneti”ni yasaklamak gibi yasal düzenlemeler getirmişlerdir.

Öneriler

Bu uygulamanın kapsamında bulunan insanların psikolojik gereksinimleri ve “kültürel kimlikleri”ni göz önünde bulundurarak, hekimler, kadınları, erkekleri ve çocukları “kadın sünneti”ne ilişkin olarak bilgilendirmeli, onları bu uygulamanın yapılması ve sürdürülmesinden caydırmaya çalışmalıdırlar.

Hekimler, sağlığı desteklemeyi ve “kadın sünneti”nin yanlışlığını savunmayı işlerinin bir parçası haline getirmelidirler.

Sonuç olarak, hekimler bu yönde etkinlik gösterebilmeleri için yeterli bilgi ve desteğe sahip olmalıdırlar.

“Kadın sünneti” konusundaki eğitim programları yaygınlaştırılmalı ve/veya geliştirilmelidir.

Ulusal tabip birlikleri, halkın ve hekimlerin “kadın sünneti”nin zararlı etkilerinin bilincinde olmalarını sağlayacak uyarıları gerçekleştirmelidir.

Ulusal tabip birlikleri, hükümetleri “kadın sünneti”nin uygulanmasını engelleme yönünde harekete geçirmeye çalışmalıdır.

Ulusal tabip birlikleri, bir kız çocuğu “sünnet” edilme riski ile karşı karşıya olduğunda uygun bir önleyici ve yasal strateji oluşturma konusunda (diğer kurumlarla) işbirliği içinde olmalıdır.

Özet

DTB, kadınların ve kızların sünneti de dahil olmak üzere genital olarak yaralama uygulamasını ve hekimlerin bu tür uygulamalar içinde yer almasını kınamaktadır.


Hukuk Ansiklopedisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bu Hafta Popüler

Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin Avrupa Birliği Yönergesi

Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin Avrupa Birliği Yönergesi, "Hukuki ve...

BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi

BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, 16...

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler...

Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi

Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, 22 Mayıs 1969 tarihinde kabul...

Amerikan İnsan Hakları ve Ödevleri Bildirisi – Bogota Bildirisi

İnsan Hakları ve Ödevleri Amerikan Bildirisi (American Declaration of...

Popüler Konular

Abusus non tollit usum

Abusus non tollit usum, Roma Hukukundan günümüze ulaşmış Latince...

Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi (CCJE)

Avrupa Hakemleri Danışma Konseyi(CCJE), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından...

17 Aralık – Hukuk Takvimi

17 Aralık – Hukuk Takvimi1830Güney Amerikalı aristokrat, devrim önderi,...

Adaletsizliği Görmek

Adaletsizliği Görmek - Avukat Dr. Başar YaltıAdalete giden yol,...

Yargılama dönemi, susma dönemidir

Yargılama dönemi, susma dönemidir / Prof. Dr. Sami Selçuk Başyargıç...

Roma Şartı – Savcılara İlişkin Avrupa Norm ve İlkeleri

Roma Şartı - Savcılara İlişkin Avrupa Norm ve İlkeleri;...

Yarım milyon çocuk nasıl kurtarılır?

Yarım milyon çocuk nasıl kurtarılır? / Gökçer Tahincioğlu Cumhuriyet başsavcılıklarındaki soruşturma...

Masum sayılma hakkı

Masum sayılma hakkı / Avukat Fikret İlkiz Masumiyet karinesi adil...

İlginizi Çekebilir

Popüler Kategoriler

Hukuk Ansiklopedisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin