Pazar, Ekim 12, 2025
14.5 C
İstanbul

Uluslararası Anadili Günü

Uluslararası Anadili Günü (International Mother Language Day), 2000 yılından beri her yıl 21 Şubat gününde ve tüm dünyada kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 17 Kasım 1999’da 2000’de 21 Şubat tarihini Dünya Anadili Günü ilan etmiştir. UNESCO himayesindeki Anadili Günü dünyada kültürel çeşitliliği desteklemek, dilsel farkındalık yaratmak ve çok dilliliği teşvik etmek için düzenlenen hukuk ve demokrasi günlerindendir. Anadilde eğitimin temel bir hak olduğu tüm modern dünya tarafından kabul edilmektedir.

Uluslararası Anadili Günü
Uluslararası Anadili Günü

Dünya üzerinde konuşulan dillerin yüzde 40’ı yok olma tehlikesi altındadır. Yok olan diller ve tehdit altındaki diller genellikle yaşadığı ülkede azınlık olarak yaşayanların, kendi egemenliğine sahip çıkamayan hakların ve anadilini kullanmak için inisiyatif kullanma hakkına sahip olamayan toplulukların dilleridir. Kimi diller ise hakim kültüre yenik düşerek yok olmaktadır.

Anadili 

Anadili bireyin annesinden doğduğunda herhangi bir dışsal öğrenme çabasına girmeden içine doğduğu topluluğun günlük yaşamında kullandığı, sosyalleştiği, sanat ve kültürel değerlerini yaşadığı sosyal ortamda öğrenilen birincil dildir. Anadil hakkı hem bireysel bir hak hem de ait olunan topluluğun kolektif hakları kapsamındadır. Yeryüzünde konuşulan her hangi bir dil, insanlık aleminin ve insanlık tarihinin ortak değeridir.

UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası Editörü Chris Molesey anadili “Rüya gördüğün, düşündüğün, hatta başka dillerdeki düşünceleri bile fark etmeden çevirdiğin dil anadilindir” şeklinde tanımlamaktadır.

UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası (Atlas of the World’s Languages in Danger)

BM verilerine göre dünya genelinde 8.324 civarında anadilin konuşulduğu ve bunlardan 2500 civarında dilin yok olma tehlikesi altında olduğu bilinmektedir. BM, dünyada her iki haftada bir dilin içinde geliştiği entelektüel ve kültürel ortamla birlikte yok olduğunu raporlamaktadır.

UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası(Tehlike Altındaki Dillerin Kırmızı Kitabı), tehlike altındaki dillerin listesini tutmaktadır. 1992 yılında Kanada(Québec’te toplanan Uluslararası Dilbilimciler Kongresi’nde tehlike altındaki diller tartışılarak Tehlikedeki Diller Komitesi kurulmuştur.  Ayrıca aynı yıl Paris’te uluslararası bir toplantı düzenlenmiş, tehlike altındaki diller UNESCO’nun çalışma alanına dahil edilerek bir araştırma merkezi kurulmuş ve Tehlike Altındaki Dillerin Kırmızı Kitabı yayımlanmaya başlanmıştır.

Yok Olma Tehlikesi Altındaki Diller İçin Kriterler

UNESCO tehlike altındaki dillerin hangi derecede yık olma tehlikesinde olduğunu sınıflandırmak için dokuz kriter kullanmaktadır:

  • Dilin kuşaktan kuşağa aktarılması
  • Dili konuşan kişi sayısı
  • Dili konuşanların toplam nüfusa oranı
  • Dilin kullanım alanlarında değişiklikler
  • Yeni alanlara ve ortamlara dilin tepkisi
  • Dilin öğrenilmesi, o dilde okuma yazma öğrenilmesi için gerekli materyallerin varlığı
  • Devletlerin ve kurumların tutum ve politikaları, buna dilin resmi durumu ve kullanımı da dahil
  • Toplumun bireylerinin kendi dillerine yönelik tutumu
  • Dille ilgili varolan belgelerin miktarı ve niteliği.

Türkiye’de Tehlike Altındaki Diller 

UNESCO’nun Türkiye’de dil koruma programı bulunmamaktadır. Türkiye’de yok olan yahut yok olma tehlikesi altında olduğu düşünülen diller; Ubıh dili, Hemşince, Lazca, Hertevin, Gagavuzca, Ladino, Süryanice, Abazaca, Mlahso dili Suret, Pontus Yunancası, Kapadokya Yunancası,, Çingene dilleri, Adige, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaki (Zazaca) olarak bilinmektedir.

Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin 17, 29 ve 30 uncu maddeleri bazı uluslararası metinlere çekince koymaktadır. BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (md. 27) ve Lozan Barış Andlaşması (md. 39 vd.) hükümleri çerçevesinde hareket etmektedir.

Türkiye’de resmi dil Anayasa gereğince Türkçedir. Devletin resmi dili, Anayasa ile düzenlenmiştir, bu husus değiştirilemez hükümler arasındadır ve Cumhuriyet’in temel nitelikleri arasında önemli bir unsurdur.  Ancak, etnik köken, dil veya din bakımından farklı gruplara mensup çocukların, kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama yahut özel alanda kendi dilini kullanma bakımından sorun bulunmamaktadır.

 Okullarda farklı Dil ve Lehçelerin 5’inci sınıftan başlamak üzere seçmeli ders olarak okutulması 2012 yılında çıkarılan Seçmeli Dersler Genelgesi kapsamında mümkündür. 2009 yılında Kürtçe yayına başlayan TRT 6 kanalı bulunmaktadır.

,

Bu Hafta Popüler

Belediye Meclisi

Belediye Meclisi, belediyelerin halk oylaması sonucunda seçilerek göreve gelen...

Sandık Kurullarının Görev ve Yetkileri

Sandık kurullarının görev ve yetkileri 298 Sayılı Seçim Yasası...

Avrupa Birliği

Pek çok uluslararası örgüt Avrupa Kıtası’nı bir tanım unsuru olarak almıştır. Bu örgütlerin başında Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği gelmektedir.1949 yılında kurulan ve merkezi Strazburg’da bulunan Avrupa Konseyi’ne bugün 47 devlet üyedir. Türkiye Avrupa Konseyi’ne 9 Ağustos 1949 tarihinde katılmıştır. Avrupa Konseyi 1950 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. 1959 yılında ilk oturumunu gerçekleştiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu Sözleşme’nin uygulanmasını gözetmekle görevlidir. İç hukuk yollarını tüketmiş olmaları kaydıyla bireyler Mahkeme’ye başvurabilirler. Avrupa Birliği Maastricht Antlaşması (1993)’nın yürürlüğe girmesinden itibaren üç uluslararası örgütün birleşmesine dayanmaktadır: 1951 yılında kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ile 1958 yılında kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Euratom. Tüzel kişiliği haiz olan bu örgütlerin her birinin sınırlı bir amacı bulunmaktaydı. Avrupa Birliği ise kendisine çok daha geniş bir gaye edinmiştir. Avrupa Birliği, geleneksel hedeflerin yanı sıra, ortak bir dış işleri ve güvenlik politikası oluşturulmasını amaç edinmiştir. Birlik ayrıca 2001 yılında bir “Temel Haklar Şartı” kabul etmiştir. Başlangıçta hukukî bir kapsamı bulunmayan bu metin Lizbon Antlaşması (2009)’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte bağlayıcı nitelik kazanmıştır. Avrupa Birliği üye devletlerin egemenliklerinin bazı unsurlarını devralmıştır. Örgütün yürütme erki Avrupa Komisyonu ile Avrupa Birliği Konseyi arasında paylaşılmıştır. Avrupa Parlamentosu ise yasama erkine kısmen sahiptir.Topluluk hukukunun farklı üye devletlerde yeknesak bir biçimde uygulanmasını sağlamak için bu hukukun yorumlanması ulusal yargı mercilerine bırakılmamıştır. Avrupa Birliği Adalet Divanı antlaşmanın ve Birlik tarafından kabul edilen düzenlemelerin (tüzükler, yönergeler vs.) yorumlanması tekeline sahiptir. Avrupa Birliği her şeyden önce büyük bir pazar ve bir serbest dolaşım alanıdır. Birliğin kalkınma düzeyleri çok farklı 27 devleti kapsar hale gelmesinden beri ülkelerin koruyucu mevzuatı için bir rekabet etkenine dönüşen bu pazar ve özgürlükler endişelere yol açmaktadır. Bu endişeler kendisini 2005 yılı referandumlarında Hollanda ve Fransa’da alınan ret sonuçlarında göstermiştir. O dönemden beri gerçekleştirilen yenilikler eski dinamizmi yeniden canlandırmamıştır. Kaynak:François Gaudu, Les 100 mots du droit, Que sais-je, 2010, 1re éd., Paris, pp. 46-47.

Milletvekili Yemini

Milletvekili Yemini, parlamentoya üye olarak seçilen milletvekillerinin, anayasaya bağlılığını...

Dava Şartı

Mahkeme tarafından, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı...

Popüler Konular

10 Ekim – Hukuk Takvimi

10 Ekim - Hukuk Takvimi 415  İmparator II. Theodosios tarafından...

Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme

Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından 1...

Hasan Fehmi Kokay

Hasan Fehmi Kokay,1875 yılında Denizli Babadağı’nda doğdu. İlk ve...

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun – 1983

Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 16 Haziran 1983 tarihinde kabul edilen...

İdam Türleri

Kurşuna Dizme: Klasik bir yöntem olan bu idam şeklini...

Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği

Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği, tıbbi laboratuvarların planlanma, ruhsatlandırma, açılması ile...

9 Ekim – Hukuk Takvimi

9 Ekim - Hukuk Takvimi 1831  Yunan hukukçu ve devlet adamı,...

Askerî Yargıtay

Askerî Yargıtay, 6 Nisan 1914 tarihinde kurulmuş, 16 Nisan...

İlginizi Çekebilir

Popüler Kategoriler