Büyükçekmece Adliyesi emanetinde neler oldu; hem ihmal hem denetimsizlik iddiası var!
Büyükçekmece Adliyesi’nin emanet odası binanın giriş katında ve polis merkezinin hemen karşısında! Emanet odasından sorumlu kâtip Kemal Demir ise odadaki iki kasanın anahtarının neden Erdal Timurtaş’ta bulunduğunu açıklayamadı
Büyükçekmece Adliyesi’nin emanet odasındaki hırsızlık, ülke gündemindeki yerini koruyor.
Adliye binası içindeki emanet odasından yaklaşık 150 milyon lira değerinde 25 kilogram altın ile 50 kilogram gümüşten oluşan toplam 75 kilogram kıymetli eşyanın çalınmasıyla birlikte Adalet Bakanlığı devreye girdi.
Olayın ardından baş gösteren bürokratik karmaşa sırasında doğal olarak emanet odasından sorumlu savcı, savcının görevinden sorumlu olan başsavcı vekili, adliyenin bütününden sorumlu başsavcı ile emanet odasından sorumlu şef ve adliye personeli sürecin tam merkezindeler.
Filmlere konu olabilecek türden yaşanan soygunla ilgili beklendiği üzere, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un onayıyla görevlendirilen iki müfettiş, çalışmalarına perşembe günü başladı. İki müfettiş, olayın öncesini ve sonrasını araştıracak.
Olayın yaşanmasıyla birlikte, gerek İstanbul’dan polis kanadından, gerekse Ankara’dan Adalet Bakanlığı’ndan elde ettiğim veriler, bugünkü Büyüteç’in konusu. Adliyede yaşananların daha kolay anlaşılabilmesi amacıyla bilgileri kendi içinde ayrıştırıp aktardım.
75 kilogram altın ve gümüşün gerçek sahibi kim?
Önce, adliye personeli Timurtaş tarafından çalındığı belirtilen altın ve gümüşün kime ait olduğunu açıklamakta fayda var.
Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte çalınan altın ve gümüşün göçmen kaçakçılığı soruşturmasında el konulan mallar olduğu bilgisi doğru. Ancak eksikler var.
Şöyle ki; Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen eylülde “Türk vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılara usulsüz şekilde Türk vatandaşlığını veren” bir suç örgütüne operasyon yaptı.
Suç örgütünün lideri Medet Anlı’nın talimatlarıyla gerçekleştirildiği iddia edilen usulsüz Türk vatandaşlığı hakkı kazanılması işlemlerinde, geçmişte benzerleri ortaya çıkarılan “düşük bedeldeki gayrimenkulleri, ekspertiz raporlarıyla vatandaşlık hakkı için gereken 400 bin dolara yükseltilmesi” işlemlerinin kullanıldığı anlaşıldı.
Anlı ve ekibinin, istekli yabancıları 50 bin dolar karşılığında, yasa dışı işlemlerle vatandaşlık verdiği belirlendi.
Tespitler sonrasında gerçekleştirilen operasyonda Anlı ve ekibinin yanı sıra Kapalı Çarşı’da ticari faaliyet yürüten iki kuyumcu da gözaltına alınıp tutuklandı. Kuyumculara yönelik iddia; Türk vatandaşı olmak isteyen yabancıların getirdiği altın başta kıymetli mücevheratı dövize çevirip suç örgütüne verilmesini sağlamak.
Daha doğrusu, suç örgütünün finans kaynağı sarmalında yer almak!
İşte operasyon sırasında söz konusu iki kuyumcunun tüm mallarına “suçtan elde edilen gelir” iddiası kapsamında el konuldu. Savcılık soruşturmasında, tüm kıymetli eşyanın tutanakları hazırlanıp dosyaya aktarıldı.
Dolayısıyla çalınan kıymetli eşyanın asıl sahipleri Kapalı Çarşı’nın iki esnafı.
….
Tolga Şardan’ın yazısının devamını T24’ten okuyabilirsiniz.
Hukuk Ansiklopedisi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.


