Ötanazi, Yunancadaki euthanasía kavramına dayanmaktadır. Türkçedeki “ötanazi” Fransızca euthanasie veya İngilizce euthanasia kelimesinin karşılığıdır. Bir kimseyi acı çekmemesi amacıyla öldürme anlamında kullanılmaktadır.
Ötanazi kavramı modern anlamda ilk kez Francis Bacon tarafından kullanılmıştır. Yunanca eu (iyi, güzel) ve thanatos (ölüm) sözcüklerinden türeyen euthanasía, ‘güzel ölüm’, ‘kolay ve rahat ölüm’, ‘ızdırapsız doğal ölüm’, ‘tatlı ve acısız ölüm’ gibi anlamlara gelmektedir (Artuk). Hukuki açıdan ötanazi; ölümün kaçınılmaz olduğu, tıp bilimine göre iyileştirilmesi imkânsız veya dayanılmaz acılar içindeki bir kişinin tıbbi yollarla öldürülmesi ya da tıbbi desteğin kesilerek ölüme bırakılması şeklinde tanımlanmaktadır.
Aktif Ötanazi: Hastanın hekim yardımıyla ilaç verilerek öldürülmesidir.
Pasif Ötanazi : Tıbbi destek olmadan yaşayamayacak durumda olan hastaya hekim desteğinin kesilmesiyle hayatının sonlandırılmasıdır. Hastanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli tıbbi müdahaleler ve tedaviler durdurulmakta, böylece ölümün doğal olarak gerçekleşmesine izin verilmektedir.
Etik, dini ve hukuki yönü
Tarih boyunca en çok tartışılan konulardan biridir. Etik, dini ve hukuki açılardan tartışmalı bir konudur. Özellikle 20. yüzyılda tıbbi ilerlemelerle birlikte daha fazla tartışılmaktadır. Tartışmalar, bireysel özgürlük ve özerklik ile yaşamın kutsallığı üzerinden yürümektedir.
Gönüllü tıp yardımı ile kendi yaşamını sonlandırmaya karar verme hakkının çaresiz hastalar için bir seçenek olması gerektiğini savunan hukuki görüşler ve ülkeler azınlıktadır. Özellikle terminal evredeki, hayatının son günlerini yaşayan, ölmek üzere olan hastalara bu hakkın verilmesi savunulmaktadır. Terminal hastalık büyük bir olasılıkla kısa sürede ölümü beklenen, tedavi edilemeyen veya geriye dönüşü olmayan hastalıktır. Ayıca, ağır zihinsel hastalıklar, kalıcı bitkisel hayatta olma durumlarında da kişinin ya da yakınlarının yaşama son verme hakkı ileri sürülmektedir.
Hekim Yardımlı İntihar ve Ötanazi Bildirgesi, 2001 yılı Mayıs ayında Washington’da yapılan Dünya Tabipler Birliği genel kurul toplantısında kabul ve ilan edilmiştir. Birlik, bu yöndeki tıbbi uygulamanın temel etik ilkeleriyle çeliştiğini açıklamakta, aktif ötanazinin yasak olmadığı ülkelerde de etik kuralların uygulanmasını talep etmektedir.
Modern hukuk kapsamında hekimlerin yükümlülükleri ve olası istismar riskleri, ötanazi hakkına ilişkin tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Hekimlerin temel görevi yaşamı korumak olduğundan, ötanazi uygulamaları mesleki sorumluluk ve etik yükümlülükler bakımından yoğun biçimde tartışılmaktadır. Bu noktada, hastanın rızasının geçerliliğinin doğru şekilde değerlendirilmemesi, baskı altında karar verilmesi veya ekonomik ve sosyal nedenlerle istismara açık durumların ortaya çıkması, ötanazi hakkına dair görüş ayrılıklarını derinleştirmektedir.
Türkiye’de ötanazi yasal mı?
Ötanazi uygulaması bazı ülkelerde yasal olmasına karşın Türkiye’de suçtur. Yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre suç oluşturmaktadır. Hastaya ötanazi uygulayan hekim, tasarlayarak insan öldürme suçu hükümlerine tabidir.
Hollanda, ölümcül hastaların hayatlarını sonlandırma hakkını tanıyan ilk ülke olarak 1 Ocak 2002 tarihinde bu uygulamayı yasallaştıran kararı yürürlüğe sokmuştur.