Çarşamba, Aralık 17, 2025
9.5 C
İstanbul

Savaş ve Barış Hukuku

Savaş ve Barış Hukuku (De iure belli ac pacis(, Hugo Grotius‘un (10 Nisan 1583 – 28 Ağustos 1645) uluslararası hukukta temel bir eser olarak kabul edilen savaşın hukuki statüsü üzerine yazdığı 1625 tarihli bir kitaptır.

Hukukçu, avukat, yargıç, akademisyen, devlet adamı ve diplomat olarak görevler yapan Grotius, aynı zamanda hukuk felsefesi ve uluslararası hukuk alanındaki eserleri ile bilinmektedir. De Jure Belli Ac Pacis, Grorius’un en ünlü eseridir. Savaş, onun için “necessary evil” yani zorunlu kötülüktür. 

Uluslararası Hukuk alanında yürürlükte olan “denizlerin serbestisi” ilkesi de onun doğal hukuk felsefesinin insanlığa armağanlarındandır. 

Eserin Tanıtım Bülteni 

“Uluslararası hukukun büyük kurucularından Hollandalı ünlü hukukçu Hugo Grotius (1583-1645), Savaş ve Barış Hukuku başlığını taşıyan üç ciltlik yapıtını 1625’de Latince olarak yayımlamıştır. Kısa bir süre içinde kitabın yeni baskıları, sonra da dünyanın yaygın dillerine çevirileri yapılmıştır.

Grotius’un görüşleri ve düşünceleri yurdumuzda da hukuk felsefesi, kamu hukuku ve uluslararası hukuk alanlarında çalışanlarca gereği gibi ele alınmış, çeşitli açılardan incelenmiştir. şu var ki, bugüne kadar, De lure Belli Ac Pacis’in Türkçe bir çevirisi, tümüyle ya da seçmeler olarak, yayımlanmamıştır.

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Savas-ve-Baris-Hukuku.avifGrotius’un bu ünlü yapıtını dilimize kazandırmayı uzun yıllardır düşünmekteydim. Ancak, bunun için gerekli çalışmanın büyüklüğü, öte yandan da bin sayfayı aşacak bir çevirinin baskı güçlükleri, böyle bir çabayı göze almayı pek kolaylaştırmıyordu. Üstelik, kitabın tümünü dilimize çevirmenin ne ölçüde yerinde olacağı da haklı olarak sorulabilirdi. Çünkü Grotius, geniş bilgi hazinesinden yararlandığı bu kitabında yalnız uluslararası hukuk konularını değil, hukuk felsefesi, özel hukuk, ceza hukuku konularını da ele almaktadır. Klasik yazarlardan, ozanlardan, din bilginlerinden geniş ölçüde aktarmalar yapmakta, eski tarihlerden aldığı sayısız örnek-olayla görüşlerini desteklemektedir.”    Prof. Seha L. Meray 

Yaşamı boyunca hukukun laikleşmesi için çalışmalar yapan ve çağdaş uluslararası hukukun babası olarak kabul edilen Hugo Grotius’un bu önemli eserinden seçme metinleri, devletler hukuku profesörü Seha L. Meray’ın çevirisiyle sunuyoruz. Uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, hukuk ve felsefe alanlarıyla ilgilenen herkes için temel eser niteliği taşıyan Savaş ve Barış Hukuku’nun yeniden okuyucuyla buluşması önemli bir eksikliği giderecektir.”

 

Savaş ve Barış Hukuku

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Hugo-Grotius-Heykeli.avif
Doğal hukuk öğretisiyle ün kazanmış olan Hollandalı hukukçu, avukat, yargıç, akademisyen, devlet adamı ve diplomat olarak görevler yapan Hugo Grotius 10 Nisan 1583’te dünyaya geldi. Hukuk felsefesi ve uluslararası hukuk alanındaki eserleri ile bilinmektedir. De Jure Belli Ac Pacis (Savaş ve Barış Hukuku) Grorius’un en ünlü eseridir. Savaş, onun için “necessary evil” yani zorunlu kötülüktür. Hugo Grotius’un ortaya attığı ve bugün de hâlen Uluslararası Hukuk alanında yürürlükte olan en önemli ilke “denizlerin serbestisi” ilkesidir. 28 Ağustos 1645 günü yaşamını yitirdi. Hukuk tarihinde derin bir iz bıraktı. Heykeli dikildi. 

Hukuk Ansiklopedisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bu Hafta Popüler

Belçika Federalizmi

Belçika Federalizmi / Dr. Fehmi Kerem Bilgin Belçika’nın önemli frankofon...

Sandık Kurullarının Görev ve Yetkileri

Sandık kurullarının görev ve yetkileri 298 Sayılı Seçim Yasası...

Düşme Kararı

Düşme Kararı, Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı...

Şikayet ve İhbar Hakkı

Bir hakkın kullanılması olarak kabul edilen ihbar ve şikayet hakkı da Anayasal bir haktır.  Herkes kendisi veya kamu ile ilgili konularda yetkili makamlara şikayette bulunmak ve dava açmak hakkına sahiptir. Bu hakkın, hakkı doğuran nedenin koyduğu sınırlar içinde kullanılması, kötüye kullanılmaması zorunludur. İhbar ve şikayetin yetkili makamlara yapılmadan önce veya yapıldıktan sonra, hatta böyle bir başvuru olmaksızın dahi, durumun araştırılması, şüphelenildiğinin söylenmesi arasında fark yoktur. İhbar ve şikayet hakkı kullanılırken, belirli kimselere bir suç oluşturan belirli bir eylemin yüklenmesi gerekmektedir. Bu, şikayetin doğal sonucudur. Aksi halde yani suç oluşturan bir eylem yüklenmeden ihbar veya şikayet hakkının kullanılması olanaksızdır. Bu nedenle, ihbar ve şikayet hakkının kullanılması, bu hakkın sınırları aşılmadığı sürece hakaret suçu açısından bir hukuka uygunluk nedeni oluşturacaktır. Şikayet veya ihbar hakkının kullanılmasındaki ölçü, suç failinin; ihbar veya şikayetin konusunu oluşturan eylemin mağdur tarafından işlenmediğini bilip bilmemesidir. Mağdurun yüklenen eylemi işlemediğini bildiği kanıtlanmadıkça sınırın aşıldığı kabul edilemez. Failin, mağdurun yüklenen eylemi işlemediğini kesin olarak bildiği halde, suç işlediğinden bahisle yetkili merciye ihbar veya şikayette bulunması iftira suçunu, bu mercilerin dışında kalan kişilere duyurması ise hakaret suçunu teşkil edecektir. Şikayet ile ihbar arasındaki fark ise; şikayetçinin doğrudan mağdur yada ilgili olması ihbar edenin ise kamuya yada başkalarına ait bir durumu ilgili mercilere kendisi ile doğrudan ilgili olup olmamasına bakılmaksızın bildirmesidir.

Dava Hakkı

Bireyler arasında, özel hukuk tüzel kişileri arasında yada bunlarla devlet organları arsında ortaya çıkması muhtemel her türlü hukuki sorunun yetki ve bağımsız yargı mercileri tarafından görülmesi garantisi veren Anayasal bir haktır.Yasaların önceden öngördüğü usul ve esaslara uygun olmak koşuluyla her türlü konu dava konusu edilebilir. Hak arama yolları konusunda zamanında yaptıkları başvurulardan ve açtıkları davalardan sonra yurttaşlara ek külfet getirmek anayasada güvence altına alınan hak arama özgürlüğüne aykırıdır. Görevsiz bir merci yada mahkemeye dahi olsa başvuruda bulunan yurttaşın davası ve müracaatı ilgili merci, makam ve mahkemeye intikal ettirilerek çözümlenmeli ve karara bağlanmalıdır.Hukuk kültürünün yaygınlaşması ve hakkın teslimi bağlamında yerleşik uygulamaların oluşması dava hakkının doğru ve yerinde kullanımına bağlıdır.

Popüler Konular

Abusus non tollit usum

Abusus non tollit usum, Roma Hukukundan günümüze ulaşmış Latince...

Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi (CCJE)

Avrupa Hakemleri Danışma Konseyi(CCJE), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından...

17 Aralık – Hukuk Takvimi

17 Aralık – Hukuk Takvimi1830Güney Amerikalı aristokrat, devrim önderi,...

Adaletsizliği Görmek

Adaletsizliği Görmek - Avukat Dr. Başar YaltıAdalete giden yol,...

Yargılama dönemi, susma dönemidir

Yargılama dönemi, susma dönemidir / Prof. Dr. Sami Selçuk Başyargıç...

Roma Şartı – Savcılara İlişkin Avrupa Norm ve İlkeleri

Roma Şartı - Savcılara İlişkin Avrupa Norm ve İlkeleri;...

Yarım milyon çocuk nasıl kurtarılır?

Yarım milyon çocuk nasıl kurtarılır? / Gökçer Tahincioğlu Cumhuriyet başsavcılıklarındaki soruşturma...

Masum sayılma hakkı

Masum sayılma hakkı / Avukat Fikret İlkiz Masumiyet karinesi adil...

İlginizi Çekebilir

Popüler Kategoriler

Hukuk Ansiklopedisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin